Tag Archives: zerdeçal ekstresi

Zerdeçal Ekstraktı Kanser Üzerinde Etkileri ve Çalışmalar

Dünya genelinde bitkisel tedaviler çok sayıda çalışmada kullanılmış, özellikle bazı bitkilerin kanser ve birçok hastalıkta etkinliği üzerinde durulmuştur. Bunların başında hakkında en fazla çalışma yapılan zerdeçal ,üzüm çekirdeği ve zeytin yaprağı olmuştur.Peki neden bu bitkiler üzerinde bu kadar çalışma yapılmış ve halende yeni mucizevi etkileri araştırılmaktadır.Yapılan çalışmalarda zerdeçalın etken maddesi (curcumin) ,zeytin yaprağının etken maddesi (oleuropein),üzüm ve üzüm çekirdeğinde bulunan (Procyanidin ve Resveratrol) ön plana çıkmıştır. Dünya genelinde yapılmış çalışmalarda izole edilerek sadece bu etken maddelerle yapılmış çalışmalardan ziyade, bitkilerde bulunan diğer fito kimyasallarından tetikleyici unsur olduğu unutulmaması gereken bir faktördür. Takviye edici gıdalarda genelde toz formu, kapsül ve droglar ön planda olmuş,emilim ve işe yararlılık açısından tartışmalara neden olmuştur.Bu bakımdan son 10 yıldır ülkemizde ekstraksiyon teknikleri kullanılarak sıvı (likit ) ekstraktlar üzerinde durulmuş ve piyasaya arz edilmiştir. Sonuçlar drog ve kapsüllere oranla çok daha başarılıdır. Çünkü bitki çeşitli solventlerle (çözücü)  bir çözelti ya da süspansiyon içindeki organik maddeyi, çözen fakat çözelti ya da süspansiyondaki çözgen ile karışmayan bir başka organik çözgen yardımıyla ayırarak  ilgili bileşeni mümkün olduğunca yoğun bir şekilde elde etme tekniğidir.

Zerdeçalın Kansere Karşı Etkisi nin Araştırılması;

Tıbbi biyokimya bilim uzmanı Dr. Zahide Esra Durak ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada, kanser metabolizmasının kilit enzimlerinden biri olan adenozin deaminazın kinetik özellikleri incelenmiş ve enzimin kinetik davranışı üzerine zerdeçal ekstresinin etkileri araştırılmıştır. Sonuçlar zerdeçal turmeric bileşenlerinin ADA enzimini non-kompetetif türde inhibe ettiğini göstermektedir. ADA enziminin zerdeçal tarafından bu şekilde inhibisyonunun, zerdeçalin anti kanser özelliklerine katkı sağlayan mekanizmalardan biri olabileceği belirtilmiştir. Bu çalışmada; Zerdeçalla ilgili olarak yapılan çok sayıdaki çalışmaya rağmen zerdeçalın anti kanser mekanizması üzerinde aydınlatıcı bilgiye ihtiyaç vardır. Ana aktif bileşen olan diferulolmetanın yanı sıra, zerdeçalda antikanser mekanizmasına katkı sağladığı düşünülen başka bileşenlerin olduğu bilinmektedir. Temel aktif maddenin kurkumin olduğu düşünülmesine rağmen, kurkumin tek başına zerdeçal kadar etkili olamamaktadır .Bu bakımdan zerdeçalın diğer bileşenlerinin de toplam biyolojik aktivite için önemli olduğu düşünülmektedir. Ancak, etki mekanizması ve bunda rol oynayan yapısal bileşenler tam olarak ortaya konulmadığı için, konunun değişik açılardan araştırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Gelişmiş ekstraksiyon teknikleri Çukurova üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada; Bazı endemik bitkilerin yapraklarından su destilasyonu ve subkritik su ekstraksiyonu ile uçucu yağ elde edilmiştir. Bu iki yöntem kıyaslandığında genellikle subkritik su ekstraksiyonunun hem nitelik hem de nicelik olarak daha etkili bir yöntem olduğu saptanmıştır. Sub Kritik Su Ekstraksiyonu (SbKSE) Su yapısal özellikleri, yüksek hidrojen bağlı yapısı, molekül ağırlığından beklenmeyecek düzeyde yüksek kaynama noktasına sahip olusu, yüksek dielektrik sabiti ve polaritesi ile çok özel bir solventtir.SbKSE, yeni bir teknik olup basınç altında 100–374 °C sıcaklık değerleri arasındaki şartlarda çalışır. Sub kritik su, 100–374°C arasındaki sıcaklık aralığında,basınç altındaki sıvı su demektir. Ekstraksiyonu yapılacak maddenin maksimum verim ile elde edilmesi için basınç ve sıcaklıklar değiştirilerek optimum şartlar belirlenir. Kritik sıcaklık noktasına ulaşılmadan dahi ekstraksiyon verimi süperkritik akışkan veya çözücü ekstraksiyonu verimine eşdeğer bulunmuştur. Dolayısıyla subkritik su ile ekstraksiyon, süperkritik akışkan ekstraksiyonuna ve çözücü ekstraksiyonuna alternatif olarak gelişmeye başlamıştır. Sub kritik su kullanmanın birçok avantajlı yönleri vardır. Bunlardan; çevre dostu, çok ucuz, kolay bulunur olması, insan sağlığına zararlı olmaması,toksik olmaması ve organik atık bırakmaması gibi özellikler sayılabilir.

 Ankara Üniversitesi Tıp fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim üyesi PROF.DR. İLKER DURAK tarafından geliştirilen çift kademeli ORGANİK/İNORGANİK VE SUBKRİTİK CO2 Ekstraksiyon Teknikleri 

En etkili ekstrakt nasıl elde edilir?

Ankara üniversitesi biyokimya anabilim dalı öğretim üyesi prf.dr. ilker durak

Zerdeçal Ekstraktı, Zeytin Yaprağı Ekstraktı, Üzüm Çekirdeği Ekstraktı Nasıl Elde Edilir?

Bitkiler insanlığın var oluşundan beri hayatın vazgeçilmez temel kaynaklarından biridir. İlkçağlardan beri insanlar bitkileri çeşitli amaçlarla kullanmışlar, bitkileri tanımış ve tanıtmaya çalışmışlardır. Kullandığımız besinler genellikle bitkisel ve hayvansal kaynaklıdır. Bitkiler besin maddesi olarak kullanılmalarının yanı sıra koku verici ve tat verici olarak da kullanılmaktadırlar.

Bitkilerin tedavi amacıyla kullanılması ise ilk uygarlıklara kadar dayanır. Bitkilerden elde edilen ilk etken madde 1805’te Alman Kimyacı Serturme tarafından afyon bitkisinden izole edilen morfindir. Bunu 1820’de kınakınanın kabuklarından kinin, 1868’de yüksük otu (Digitalin) yapraklarından kalp yetmezliği tedavisinde kullanılan digitalin ve 1890’da söğüt dalı kabuğundan asetil salisilik asidin izolasyonu takip etmiştir (Baytop,1984)

Daha sonraları doğal ilaçların sentetik türevleri sentezlenerek insanların hizmetine sunulmuştur. Bazı doğal ilaçların laboratuarda sentezi pahalı bir işlem olduğu için hala bitkisel droglardan elde edilmektedir. Morfin bunlardan biridir. Günümüzde eczanelerde satılan ilaçların birçoğu bitkisel kaynaklı ya da bitkisel kaynaklı bileşiklerin sentezlenmiş türevleridir. Sentetik olarak elde edilen ilaçların istenmeyen yan etkilerinin olması, insanları tekrar doğal kaynaklı ilaçları kullanmaya yönlendirmiştir. Bu amaçla yeni doğal ilaç ham maddeleri bulmak üzere bitkiler üzerinde yapılan araştırmalar gün geçtikçe artmaktadır. Romanya,Macaristan, Çin, Kore, Japonya ve Bulgaristan örneklerindeki gibi birçok ülkede bitkilerle tedavi bir devlet politikası halinde yürütülmektedir.

Ekstraksiyon işlemini geleneksel ve yeni metotlar olmak üzere iki gruba ayırabiliriz. Sokselet ekstraksiyonu ve maserasyon işlemi geleneksel yöntemler arasında olup işlem süresi uzundur ve büyük miktarlarda çevreyi kirletici çözücüler kullanılmaktadır. Süperkritik sıvı ekstraksiyonu, mikrodalga ekstraksiyonu ise son yıllarda geliştirilen hızlı, etkin ve modern yöntemler arasındadır.

Günümüzde bitki ekstraktı yapan birkaç firma ülkemizde üretim yapmaktadır.Bunların çoğunluğu geleneksel metodla bitki ekstresi üretirken Türkiyede sadece natura doğal firması sarex marka organik estrakt ile zenginleştirilmiş Konsantre ürünlerde yeni metodlarla geleneksel metodları harmanlayabilmiştir.,Araştırmalar ve bilimsel verilere göre bazı bitkilerin etken madde açısından suda/subkritik ekstraksiyon yöntemi ile bazılarının ise organik/inorganik ekstraksiyon metodu ile açığa çıktığı,ve en en etkili formunu oluşturduğu kanıtlanmıştır. bilimsel makalelerde de yayınlanmış çalışmalar ışığında hazırlanmış, Dünyada ilk kez uygulanmış çift yönlü ekstraksiyon yöntemi ile üretilmiş,etken madde açısından en etkili standardize edilmiş doğal ekstrelerdir.

Çözücü Ekstraksiyonu (Solvent Extraction)
Geleneksel ekstraksiyon yöntemi olup bitki materyali, direkt olarak oda sıcaklığında çözücünün içerisine batırılabileceği gibi bir sokselet içerisinde organik çözücü ile kaynatılmaktadır. Endüstriyel çalışmalarda organik çözücü olarak hekzan ve etanol; analitik laboratuar çalışmalarında ise eter ve pentan-diklormetan kullanılmaktadır. Ekstraksiyon sonunda, organik çözücü destilasyon ile ortamdan uzaklaştırılarak geri kazanılmaktadır. Kalan yağsı kısım içerisinde ise uçucu bileşikler bulunmaktadır.Bu yöntemin buhar destilasyonuna göre avantajı, ekstraksiyon sırasında düşük sıcaklık kullanılmasıdır. Genellikle sıcaklık, sokselet cihazında 60oC’den az ve daldırma yönteminde ise 5–25 oC arasındadır. Düşük sıcaklık, elde edilen uçucu yağın buhar destilasyonuna göre daha doğal bir içerik oluşturmasını sağlamaktadır.

Çözücü ekstraksiyonunun iki dezavantajı vardır. Bunlardan birincisi ekstraksiyon sonrası yoğunlaştırma işlemi sırasında molekül ağırlığı düşük uçucu bileşiklerin kaybı ve artifakların oluşumu ikincisi ise ekstraksiyon sonrası geri kalan çözücüdür. Bu problem hem ekonomik açıdan hem de çevre kirliliği (toksit özellikleri) bakımından önemlidir. Saf ve kaliteli çözücüler pahalı ve büyük miktarlarda kullanıldığında maddi bir yük getirmektedir.

Organik Çözücü Ekstraksiyonu
Isıya hassas veya az miktarda bitkisel materyalde kullanılan bir yöntemdir.Taze bitki saf organik çözücülerle ekstrakte edilir. Bu işlem için bitki bir kabın içerisinde çözücüyle temas halinde bekletilir. Gerekirse taze çözücü ile işlem tekrarlanır. Bitkinin içindeki uçucu yağ çözücüye geçer. Düşük basınç altında çözücünün uzaklaştırılmasıyla konkret elde edilir. Uçucu yağların diğer uçucu olmayan bileşiklerden ayrılması için sıcak alkol kullanılır. Mumlar ve yağ asitleri alkolde çözünmediği için ayrılır. Daha sonra ikinci bir destilasyon ile alkol ayrıştırılır ve geriye uçucu yağ kalır. Konkretin sıcak alkolle ekstrakte edilmesiyle absolü elde edilir. Çözücü ekstraksiyonu bazı dezavantajlara sahiptir. Çözücünün kalıntıları ürünün içerisinde kalabilir ve yan etkilere neden olabilir. Diğer bir dezavantaj ise çözücünün istenen bileşikler yanında sabit yağları, mum, reçine ve pigmentleri çözmesidir.

Sub Kritik Su Ekstraksiyonu (SbKSE)
Su yapısal özellikleri, yüksek hidrojen bağlı yapısı, molekül ağırlığından beklenmeyecek düzeyde yüksek kaynama noktasına sahip olusu, yüksek dielektrik sabiti ve polaritesi ile çok özel bir solventtir. SbKSE, yeni bir teknik olup basınç altında 100–374 °C sıcaklık değerleri arasındaki şartlarda çalışır. Sub kritik su, 100–374°C arasındaki sıcaklık aralığında, basınç altındaki sıvı su demektir. Ekstraksiyonu yapılacak maddenin maksimum verim ile elde edilmesi için basınç ve sıcaklıklar değiştirilerek optimum şartlar belirlenir. Kritik sıcaklık noktasına ulaşılmadan dahi ekstraksiyon verimi süperkritik akışkan veya çözücü ekstraksiyonu verimine eşdeğer bulunmuştur. Dolayısıyla subkritik su ile ekstraksiyon, süperkritik akışkan ekstraksiyonuna ve çözücü ekstraksiyonuna alternatif olarak gelişmeye başlamıştır. Sub kritik su kullanmanın birçok avantajlı yönleri vardır. Bunlardan; çevre dostu, çok ucuz, kolay bulunur olması, toksik olmaması ve organik atık bırakmaması gibi özellikler sayılabilir.

Süper ısıtılmış su ile bitki materyallerinin ekstraksiyonu sonucunda elde edilen yağın terpen ve oksijenli bileşikleri oranı, su buharı destilasyonu ile karsılaştırıldığında fazla bulunmuş, bu yüzden de verimin iyi olduğu kabul edilmiştir.Bunun yanında yüksek sıcaklık ve basınç altında çözücü, bitki materyaline daha fazla nüfuz eder. Ayrıca su buharı destilasyonundan iki kat daha fazlası gerektirdiği halde,harcanan enerji daha azdır. Süper ısıtılmış su ayrıca; petrol ürünlerinden aromatik bileşiklerin ekstraksiyonunda, gıda maddelerinden yeni tatların elde edilmesinde,çevresel örneklerden ve yağlardan kirliliklerin ekstraksiyonunda da kullanım alanı bulmaktadır. Bu tekniğin, çevreci, ucuz olması nedeniyle kozmetik, gıda ve eczacılık endüstrisinde büyük gelişmelerin olması sağlanabilecektir. Bitki ekstraksiyonu için oldukça elverisli bir sistemdir.

Ülkemizde sadece bir firma tarafından sıvı ekstrakt üretiminde kullanılmakta olan bu teknik ile organik zerdeçal ekstraktı ile zenginleştirilmiş konsantre zerdeçal,organik zeytin yaprağı ekstraktı ile zenginleştirilmiş konsantre zeytin yaprağı,organik üzüm çekirdeği ekstraktı ile zenginleştirilmiş konsantre üzüm çekirdeği ekstreleri üretilmektedir.

Zerdeçal Ekstraktı Hangi Hastalıklarda Kullanılır? Curcumin Neden Bu Kadar Önemli ?

Dr.Ender Saraç Programında Doğal Yaşam Uzmanı Galip Altıntaş ve Fitoterapi Uzmanı Çinara Altıntaş Zerdeçalın Faydalarını Anlatıyor.

Dr.Ender Saraç Programında Doğal Yaşam Uzmanı Galip Altıntaş ve Fitoterapi Uzmanı Çinara Altıntaş Zerdeçalın Faydalarını Anlatıyor.

Zerdeçal son yıllarda hakkında en çok araştırma yapılan bir bitkidir. Zerdeçal (Curcuma longa), zencefilgiller (Zingiberaceae) familyasından sarı çiçekli, büyük yapraklı, çok yıllık otsu bir bitki cinsidir.Hint safranı olarak da bilinir. Anavatanı Güney Asya’dır. Diğer isimleri zerdeçöp , safran kökü, sarıboya, zerdeçav, hint safranıdır. Başta Pakistan, Hindistan, Çin ve Bangladeş olmak üzere Asya’nın tropik bölgelerinde yetişir. Bitkinin toprak altındaki ana kökleri yumurta veya armut seklindedir. Yan kökleri ise parmak şeklindedir. Rizomların üst yüzü sarımsı, iç yüzü ise sarı renklidir. Acımsı bir tadı vardır.

Dünya genelinde 4000 yıldır kullanıldığı bilinmektedir. Osmanlı dönemi de dahil olmak üzere dünyada kullanımı hep baharat olarak kalmıştır. Uzakdoğu başta olmak üzere çok önemli hastalıklara çare olabildiği bilinmekte ve tedavilerinde kullanılmaktadır. Fakat bu bitki kökünün geliştirilememesinin nedeni toz formunun dışında asla işlenemeyişi olmuştur. Osmanlı kayıtları dahil mucizevi özellikleri geçmiş literatürlere yansımamıştır. Doğadaki hemen hemen tüm bitkilerin çayı, tentürü, ekstraktı yapılabilirken zerdeçalda bu işlem mümkün olamamıştır. 1900’lü yılların başlarında Avrupalı bir bilim adamı zerdeçalın etken maddesi curcuminin keşfini yaptıktan sonra, son 20 yılda teknolojik araştırmalar neticesinde geç de olsa keşfedilmiş ve yoğun klinik araştırmalar başlatılmıştır

ZERDEÇAL EKSTRAKTI ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMEK GEREKİR?

Dünya genelinde yapılmış  çalışmaların çoğunda,zerdeçalın etken maddesi ile yani curcumin ile yapılmış çalışmalardır.Ancak curcumin tek başına izole edilerek kullanıldığında kimyasal bir madde yani ilaç olur.Gıda olarak izole etmeden tüketildiğinde ise emilim açısından yeterli  etken madde elde edilemez.
 
Kanser gibi ciddi durumlarda kullanılabilecek, curcumin dahil,diğer etken maddeler ve fenolik içerik açısından,etkili form ekstraksiyon yöntemi ile elde edilir.Yukarıda açıklandığı gibi ekstrakt elde etmenin pek çok yolu vardır.Bu bakımdan hastalıklarda kullanılmak üzere profesyonel ürünlere itibar edilmeli ve mutlaka alınan yer ciddi anlamda sorgulanmalıdır.Her sektörde olduğu gibi bitkisel sektördede,istismara uğrayabimek mümkündür.Mutlaka seçmiş olduğumuz ürün hakkında ispata dayalı veriler ve bilimsel çalışmalar sorgulanmalıdır.
 
Örneğin;gazete haberlerinde yeni bir buluşmuş gibi,para karşılığı çıkarılmış ispatsız,mesnetsiz açıklamalara değil daha gerçekçi yaklaşımlara itibar edilmeli.Zerdeçalın yapılmış çalışmalarda etkili olduğu zaten kaçınılmaz sonuçtur ve bir gerçektir.Ancak genel bir çalışmayı bir ürüne mal etmek sanki çalışmada bu ürün kullanılmış gibi ifadeler kullanmak,istismar dan başka birşey değildir..Tabii olarak araştırmak sizi en doğru sonuca ulaştıracaktır.Genel olarak zerdeçalı her tür tüketmek faydalı.Özellikle kanser ve birçok rahatsızlıktan korunmak adına,çay şeklinde toz şeklinde,salatalarda yemeklerde doğal hali ile kullanmak hem daha ucuza,hemde sürekli kullanıldığında daha faydalı olacaktır.
aylin nazlı
 
ZERDEÇALIN FAYDALARI ZERDEÇAL HANGİ KANSER TÜRLERİNDE ETKİLİ?

 

Uluslararası yayın yapan FOOD AND BIOMEDICINE Tıp Dergisinde yayınlanmış bu çalışmada;

 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PROF.DR. İLKER DURAK tarafından geliştirilen çift kademeli ORGANİK/İNORGANİK VE SUBKRİTİK CO2 Ekstraksiyon tekniği ile hazırlanmış  Curcumin miktarı yüksek organik ekstrakt ile zenginleştirilmiş, konsantre Zerdeçal ekstresi ile, Prof.dr.İlker durak, tıbbi biyokimya bilim uzmanı Dr. Zahide Esra Durak ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada, kanser metabolizmasının kilit enzimlerinden biri olan adenozin deaminazın kinetik özellikleri incelenmiş ve enzimin kinetik davranışı üzerine zerdeçal ekstresinin etkileri araştırılmıştır. Sonuçlar zerdeçal bileşenlerinin ADA enzimini non-kompetetif türde inhibe(engellediği) ettiğini göstermektedir. ADA enziminin zerdeçal tarafından bu şekilde inhibisyonunun, zerdeçalin anti kanser özelliklerine katkı sağlayan mekanizmalardan biri olabileceği belirtilmiştir.

Özellikle çağımızın vebası kanserin her türünde etkinliği tartışılmaz olan zerdeçal, P53 ya da diğer adıyla tümör protein 53 (TP53), hücre döngüsünü düzenleyen bir transkripsiyon faktörüdür. Birçok organizmada kanseri baskılamak için önemli bir proteindir. Karaciğer hastalıkları,enfeksiyon hastalıkları,akciğer hastalıkları,iskelet ve kemik bozuklukları,nerodejeneratif bozukluklar ve enflemasyon hastalıklarında mutlaka kullanılması gereken bir etken maddedir.
 
ZERDEÇALIN YAN ETKİLERİ
Safra kesesi taşı olanların,kalp ilacı kullananların doktorlarına danışarak kullanması önerilir.Yapılmış çalışmalarda fazla miktarlarda dahi kullanılsa hiç bir toksitesi olmayan zerdeçalın rastlanmış bir yan etkisi tespit edilmemiştir.
ceylan
 feyzioğlu
BİTKİSEL DESTEK TEDAVİLERİ HAKKINDA UZMAN GÖRÜŞÜ ALMAK İÇİN
 http://www.naturadogal.com/iletisim/